Kendinize hiç şu soruyu sordunuz mu: “Gelecekteki ben nasıl biri olacak?” Çoğumuz geleceğimizi planlamak isteriz, ancak buna uygun hareket etmekte zorlanırız. Bunun sebebi beynimizin "gelecekteki bizi" bir yabancı gibi algılamasıdır.
Nörobilim araştırmaları, beynimizin gelecekteki benliğimizle kurduğu bağın zayıf olduğunu gösteriyor. Beynimiz bir yabancıyı nasıl algılıyorsa, gelecekteki halimizi de benzer şekilde algılar. Northwestern Üniversitesi’nden Hal Hershfield’ın çalışmaları, insanların gelecekteki kendileriyle duygusal bir bağ kuramadığını ortaya koyuyor. Birkaç yıl sonraki "siz" hakkında düşünürken, beyniniz neredeyse başka bir insanı düşünüyormuş gibi tepki veriyor!
Bu, neden sağlıklı beslenme, spor yapma veya tasarruf etme gibi uzun vadeli hedeflerimize sadık kalmakta zorlandığımızı açıklıyor. Çünkü beynimiz, ödülü hemen almak ister ve gelecekteki "siz"in ihtiyaçlarını erteleme eğilimindedir. İşte bu yüzden birçok kişi “Sonraki hafta diyete başlarım” der ama bir türlü başlamaz.
Finansal ertelemeler, tasarruf yapmayı zorlaştırır. “İleride daha çok kazanırım, o zaman birikim yaparım” düşüncesiyle hareket edenler, genellikle gereksiz harcamalara yönelir. Sağlık alanında ertelemeler, düzenli egzersiz yapmayı ve sağlıklı beslenmeyi sürekli ötelememize neden olur. Öğrenme konusunda ertelemeler, yeni beceriler kazanmamızı engelleyerek kişisel gelişimimizi yavaşlatır.
Peki, bunu nasıl aşabiliriz? Çözüm, gelecekteki benliğimizle güçlü bir bağ kurmaktan geçiyor. Örneğin, kendinizi 10 yıl sonraki haliniz olarak hayal edin ve o kişinin size bir mektup yazdığını düşünün. Ayrıca, yaşlanmış bir fotoğrafınızı görmek veya uzun vadeli hedeflerinizi bir günlükte yazmak, gelecekteki sizle empati kurmanıza yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, gelecekteki benliğimizi bir yabancı gibi görmek, kararlarımızı etkileyen önemli bir faktördür. Ancak onu daha tanıdık hale getirerek, uzun vadeli hedeflerimize ulaşma şansımızı artırabiliriz!
Comments